- BÜLSÜN
- Mercimek mesabesinde hububattan bir habbe. (Bâzı yerde mercimek de derler
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
laf olsun âdet yerini bulsun — konuşacak herhangi bir konu bulunmayıp rastgele söz sarf edildiğinde söylenen bir söz A hiç olur mu cümlesini de laf kıtlığında laf olsun âdet yerini bulsun diye söylemişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
âdet yerini bulsun diye — gerekli görüldüğü için değil, yalnız alışılmış olduğu için anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allahından bulsun — ben kendisine bir şey yapmayacağım, yaptığı kötülüğün cezasını Tanrı versin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
âdet — is., top. b., Ar. ˁādet 1) Görenek Bayram tebriki bir güzel âdettir. B. Felek 2) Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre 3) Belirli yaşlar arasında kadınların ayda bir döl yatağından kan gelmesi durumu, aybaşı Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alelusul — zf., esk., Ar. ˁalā l uṣūl 1) Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde Şimdi bunları bırak da bir defa alelusul kardeşine söyle. H. F. Ozansoy 2) Âdet yerini bulsun diye … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allah — is., öz., Ar. allah Tanrı Birleşik Sözler Allah aşkına Allah taksimi Allah vergisi Allah yapısı Allaha ısmarladık Allahualem Allahuteala … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiziki — sf., esk., Fr. physique + Ar. ī Fiziksel İstiyorum ki binlerce yıldızcık parlasın, göz alıcı bir fiziki hadise vuku bulsun! R. H. Karay Birleşik Sözler fiziki coğrafya fiziki harita … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
matine — is., Fr. matinée Gündüz gösterimi Hani yani isteyen arasın bulsun beni / Yedi matinesindeyim. B. Necatigil Birleşik Sözler halk matinesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yırtık — sf., ğı 1) Yırtılmış olan Kirli, yırtık yenleriyle alnının terlerini sildi. Ö. Seyfettin 2) Eskimiş, parçalanmış 3) Cırlak, tiz, keskin (ses) Yırtık sesiyle çığlık çığlığa bağırıyor. R. N. Güntekin 4) mec. Utanması, çekinmesi olmayan Becerikli,… … Çağatay Osmanlı Sözlük